Hırsız/ 1965
İzmir’de Tariş fabrikalarında muhasebecilik yapan Osman Türker’in (Sadri Alışık) İstanbul’a ilk geldiğinde Sultanahmet silüeti önünde sigara içtiği sahne dikkate değerdir.
Sevmek Zamanı / 1965
Büyükada, Belgrat ormanı ve Maslak’ın 65 yılındaki görüntüsüyle karşılaşmanın bizi şaşırtacağını söylemeliyim.
Bir insan bir resme aşık olabilir mi?
Aşk bazen, hayalini kurduğumuz ama gerçeğine dokunamadığız bir resimdir belki de.
Uzun vakitler sinemalarda gösterilme şansına erişememiş, başlı başına bir yazı konusu olabilecek Metin Erksan yönetmenliğindeki filmden bir alıntı yapmak isterim;
“Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle aramda ne kadar uzun zamanlar geçti. İlk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. İnanamadım… O insanca bakışı bir daha göremem diye bir daha resme bakmaktan korkuyordum. İkinci kere zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde.” – Boyacı Halil
Ah Güzel İstanbul / 1966
1970’lerin gecekondulu, dolmuşlu, işportalı şehrine geçişi yaşayan İstanbul’u izliyoruz perdede.
Garip bir tadı vardır bu filmi izlemenin, eskimeyen bi tad. Bogaziçi vardır fonda.
Balatlı Arif / 1967
Balat’taki çekimlerinde semt sakinlerinin de yer aldığı filmin diğer mekanı Arif’in (Yılmaz Güney) at arabası ile turladığı Karaköy’dür.
Vesikalı Yarim / 1968
Kahramanlarımız gibi İstanbul’da sessizdir filmde. Yönetmen Ömer Lütfi Akad’ın “Filmi izleyin, dokunuyorsa size, kalbinize o kadarla yetinin” dediği film Yeşilçam’ın en duygulu yapımları arasındadır. En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Portakal alan yapımda Beyoğlu’nun arka sokaklarıyla yüzleşiriz.
Katip (Üsküdar’a Giderken) / 1968
Konusu, mekanları, kostümleri ile tam bir İstanbul filmidir. Filmde çokca kullanılan diğer bir mekanda Beylerbeyi Sarayı’dır. Üsküdar’da ise eski Osmanlıca levhalar dikkatimizi çeker.
Ah Müjgan Ah / 1970
Mutlu sonla bitmeyen en gerçekçi, samimi türk filmlerinden biridir.Başrolde İstanbul’un yanısıra sınıf atlama özlemi gibi alt metinlerde işlenmiştir. Müjgan ve Hüsnü’nün hikayesi, Sadri Alışık’ın bir başyapıtıdır. Ah Güzel İstanbul bu filmin başka bir versiyonu gibidir. Sevmeyen yok gibidir bu filmi. Anımsatmak niyetine;
“param olsaydı aşkım kalırdı
seve seve yanımda benimle yaşardı.”
‘HERDEM’